BURSA (İGFA) – Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Lider Yardımcısı Hasan Eker ve İdare Heyeti Üyeleri, Türkiye’yi yasa boğan zelzele bölgesine yardım gereçlerini götürdü.

5 gündür sarsıntı bölgesinde seferberlik çalışmalarına katılarak Bursa’ya dönen turizmci Hasan Eker, enteresan değerlendirmelerde bulundu.

Eker, “Tapularda zaman sürecinde satıcıya “Paranı Aldın mı” deniliyor ya! Alıcıya da “Aldığınız mülkün zelzeleye dayanıklılık raporu yoktur, biliyorsunuz değil mi?“ diye sorulması lazım” sorusunun bir çok sorunu çözeceğini öne sürdü.

“Müteahhitler mahpusa atılıyor, aslında yapı kontrol şirketleri ve ruhsat veren yönetimciler de mahpusa atılmalı” diyen Bursalı turizmci Hasan Eker, tespit ve değerlendirmelerini şöyle sıraladı:

1) Çok yakın iki bölge ortasında bir mahallenin yıkılıp oburunun yıkılmaması tabanın ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Dağ yamaçlarında yıkıntılar daha az.

2) Yıkımlar daha çok 1. Katın çökmesiyle başlıyor, taban katların kolonları daha kalın olabilir yahut destek kolonlar olabilir.

3) Yeni yapılan lüks apartmanlarda da çökme var, yeni bina sağlam, yönetmeliğe uygun diye bir kural yok.

4) Sarsıntı bölgelerine yakın, zelzele riski az kentlerde büyük depolar olmalı, materyaller buralarda hazır olmalı. Sarsıntı olmadan halk buraya yardım göndermeli. Zelzele olduktan sonra gereksinim anında yardımlar ulaşmıyor. 2 gün gecikmeli ulaşıyor.

5) Sarsıntı bölgesine yardımlar ulaştıktan sonra temel sorun, mahallelere köylere dağıtımını yapmak, temel değerli ve eksik olan nokta burası. Pikap aracı, doblo aracı olan yanına bir kaç kişi alıp dağıtıma gitse çok değerli katkısı olacak.

6) Zelzele bölgesinde su yok, tuvalet yok, yatacak yer yok, güvenlik yok, bunu lakin askeri eğitim almış, sağlam ve disiplinli bireyler yapabilir. Bu nedenle afet bölgesinde birinci yardım ve takviyesi kesinlikle asker verebilir. Asker portatif mutfak kurabilir, GATA sahra hastanesi kurar, asker güvenliği sağlar, iç dağıtımı yapar, sivillerde yardım edebilir. Güç kurallarda sivillerle dört dörtlük yardım yapmak mümkün değil.

7) Beşerler enkazın başına kurtarma grubu gelince seviniyor. Tek dilekleri meftanın tek modül çıkması ve mezar yerini bilebilmek. Ölülerini bulsa çok sevinecek duruma geliyorlar.

8 ) En büyük gereksinimlerin başında seyyar banyo var. Salgın çok büyük tehlike. Tuvalet bile bir halde hallediliyor fakat banyo yapılamıyor. Uyuz salgını başlamış.

9) Yardım ederken bir sonraki muhtaçlık düşünülmeli, bugün muhtaçlık olan yarın muhtaçlık olmuyor. Bir çok yardım gereksiz hale geliyor.

10) Yardımlar yalnızca sarsıntı haftası değil bütün yıla yayılmalı, depremzedenin ve çocuklarının en az bir yıl yardıma gereksinimi var. En çokta maddi yardıma…

11) Zelzele bölgelerine kent, köy, kasaba kurulmamalı, bu kentler tıpkı yerlerde inşaa edilmemeli. Taban çok kıymetli.

12) Medya niçin daima mucize kurtuluşları gösteriyor. Şayet uygun niyetliyseniz depremzedeye mikrofon tutunda, badireyi, sorunu net görelim, bir sonraki afete daha uygun planlama yapalım, insanların ayrıyeten deşarj olmaya muhtaçlığı da var. Sarsıntının memnunluk tarafı kıymetli fakat acı tarafı daha değerli.

13) Bir çok birlik, STK, birey Depremzedeye yardımcı olmak için gayret sarf ediyor ve hepsi birebir yardımı yapacak ve muhtaçlık fazlası olacak. Benim teklifim devlet depremzede burs ve yardım hesabı açsın, depremzede çocuklarına burs, büyüklerine de nakit yardımı yapılsın.